Page 28 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 28

GİRİŞ



                 amelleri) ortadan kaldırmaktır. İnsanların zihninde, inanç ve hayatla-
                 rında dünden bugüne bâtıl inançlar ve fâsid ameller bulunduğu için ilgi-
                 li âyetler gelmiştir. Allah’ın nimetlerini, geçmiş ümmetlere yaptıklarını,
                 ölüm ve sonrasında insanların karşılaşacağı durumları anlatmadan onları
                 uyarmak mümkün olmadığı için de bu gruplara giren âyetler gelmiştir. Bu
                 sebepler geneldir, evrenseldir. Özel sebeplere (kıssalar, nüzûl sebepleri)
                 bağlı âyetler oldukça azdır; bunların çoğunun hükmü (getirdiği düzenleme
                 ve kural) dahi özel olayla sınırlı olmayıp yine genel ve evrensel değer taşır.
                 3. Allah Teâlâ kendi isimlerini ve sıfatlarını zikretmekte kulları için fay-
                 da görmüş; bunları, insanların fıtrî zekâları ve kavrayış kapasiteleriyle
                 anlayabilecekleri bir seviye ve çerçevede açıklamıştır. Öte yandan “O’na
                 benzer hiçbir şey yoktur” (Şûrâ 42/11) meâlindeki âyette de ifade buyu-
                 rulduğu üzere, Allah’ın zâtı bakımından olduğu gibi isimleri ve sıfatla-
                 rı bakımından da kullarıyla herhangi bir ortaklığından söz edilemez.
                 Bununla birlikte O’nun isimlerinin ve sıfatlarının çoğu –O’nunkilerle
                 mukayese edilemeyecek derecede kusurlu olarak– kullarında da var-
                 dır. Bunların insanda bulunması onun insan olarak kemalini, tamlığı-
                 nı, olmaması ise eksikliğini gösterir. Mutlak kemal sahibi olan Allah’ta
                 ise bu kemale delil olan sıfatların bulunması ulûhiyyetin gereğidir. “O’na
                 benzer hiçbir şey yoktur” âyeti, Allah’ın kullara benzetilmesini engeller,
                 insanların taşıdıkları için bildikleri birtakım isim ve sıfatların –eksiksiz,
                 kusursuz olarak– Allah’ta da bulunduğunun zikredilmesi ise O’nun –ben-
                 zetme yapmadan– bir ölçüde tanınmasını sağlar, Allah’ı bilip tanımaya
                 (mârifetullah) vesile olur.
                   Allah Teâlâ nimetlerini sayarken daha ziyade –çeşitli kavimlerden şehir-
                 li veya göçebe– insanların bildiği, tanıdığı, arzuladığı nimetleri zikretmiş;
                 âlimlerin, kâmillerin, sultanların bildikleri ve arzuladıklarını sayıp dök-
                 memiştir.
                 4. Kur’an-ı Kerîm’de geçmiş ümmetlere ait ibretli olaylardan (kıssalar,
                 eyyâmullah) bahsedilirken iki hususa itina gösterilmiştir: a) Araplar’ın
                 temas halinde bulundukları yahudilerden işittikleri peygamberlere ve
                 ümmetlere ait kıssalara yer verilmiş; buna karşılık meselâ Çin, Hint, İran
                 vb. ülkelerde cereyan eden olaylara temas edilmemiştir (sadece ateşpe-
                 rest olan İranlılar’la Ehl-i kitap olan Bizanslılar arasındaki bir savaşa –
                 Araplar’ın olaya gösterdikleri psikolojik ilgi sebebiyle– bir değinme var-



          30
   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33