Page 267 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 267

2 / BAKARA SÛRESİ · 178 – 179



           mından devamına bağlı olduğu görüşünüze katılmıyorum. Âyetin başı
           genel devamı özeldir, her biri kendi çerçevesinde geçerlidir. c) “Köleyi
           öldüren hür kısas edilmez” hükmünüzü kabul etmiyorum. Tam aksine o
           da kısas edilir, bu hükmünüz size delil olmaz. d) Müslümanlarla kâfir-
           ler arasında din kardeşliğinin bulunmadığı doğrudur; ancak buna dayalı
           hüküm af ve diyetle ilgili olup kısasla ilgili değildir, biri diğerini ortadan
           kaldırmaz.
             İslâm öncesinde Araplar intikam ve kısasta ısrar ederler, diyet (kan
           bedeli) karşılığında sulhu ayıp sayarlar, bunu yapanları para karşılığın-
           da maktulün kanını satmakla suçlarlardı. İslâm kısası tâdil edip adalet
           ve hakkaniyete uygun hale getirdikten sonra, meşrû görmekle beraber,
           maktulün yakınlarına kısastan vazgeçme ve bunun yerine diyet kabul
           etme seçeneğini de getirmiş; bununla da kalmayıp “kardeşi tarafından
           bir şey bağışlanırsa” diyerek iki tarafın birbirlerine din kardeşliği esasına
           göre bakmaları gerektiğini hatırlatmış, kısas yerine diyeti teşvik etmiştir.
           Maktulün yakınlarının kısastan vazgeçip diyete razı olmaları halinde kati-
           lin üzerine düşeni ödemesini, güçlük çıkarmamasını, gönlü yaralanmış
           din kardeşlerine elinden geldiğince iyi davranmasını istemiştir.
             Kısas cezası haksız ve kasıtlı olarak öldürme ve yaralama suçlarına mah-
           sustur. Bu suçun cezasının diyet olarak verilmesi, maktulün yakınlarının
           veya mağdurun rızâsına bağlıdır. Kasıt bulunmadan, kaza sonucu birini
           öldürme veya yaralama durumunda ise kısas cezası söz konusu olmayıp
           tek karşılık olarak diyet ve kefâret vardır (bk. Nisâ 4/92).
             Kısas cezası yanında, maktul tarafının rızâsına bağlı bile olsa diyet
           seçeneğinin de meşrû kılınması hem –yukarıda değinilen– Câhiliye dev-
           ri telakkisine hem İslâm’dan önceki dinlerin bir kısmındaki hükümlere
           nisbetle cezanın hafifletilmesi ve yüce Allah’ın bir lutfu mahiyetindedir.
             Tevrat’a göre kasten adam öldürmenin ve yaralamanın cezası baş-
           ka seçeneği olmamak üzere kısastır (bk. Levililer, 24/20; Tesniye, 19;
           Sayılar, 35/16).
             Matta İncili’ne göre Hz. Îsâ, Tevrat’ta geçen “göz yerine göz, diş yerine
           diş...” hükmünü hatırlattıktan sonra “Fakat ben size derim: Kötüye karşı
           koma ve senin sağ yanağına kim vurursa ona ötekini de çevir” demiştir
           (5/38). Burada Hz. Îsâ, kısas hükmüne atıf yaptıktan sonra onu kaldır-
           dığını söylememiş, yalnızca kısas yerine bağışlamayı tavsiye etmiştir.



                                                                                   269
   262   263   264   265   266   267   268   269   270   271   272