Page 186 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 186

2 / BAKARA SÛRESİ · 109 – 113



                 ceğine ve hak ettikleri karşılığı vereceğine işaret buyurulmaktadır (hayır
                 kavramı hakkında genişbilgi için bk. Bakara 2/215).


                 111. Yahudiler sadece yahudilerin, hıristiyanlar da sadece hıristiyanla-
                 rın cennete gireceklerini ileri sürdüler. Fakat Kur’an, “Eğer sözünüzde
                 doğru iseniz kesin kanıtınızı getirin” şeklindeki çağrısıyla bu iddiaların
                 delilsiz ve temelsiz olduğuna işaret etmektedir.
                   “Kesin kanıt” diye tercüme edilen burhan kelimesi, bilimsel ve felsefî
                 bir terim olarak “doğruluğunda asla kuşku bulunmayan ve kesin bilgi sağ-
                 layan delil” anlamında kullanılmaktadır. Bu açıdan bazı âlimler Kur’an’ın
                 bir adının da burhan olduğunu belirtirler (meselâ bk. İbnü’l-Cevzî,
                 Zâdü’l-mesîr, II, 264). Bazı hadislerde de burhan “kesin bilgi ve kanıt”
                 mânasında kullanılmıştır (bk. İbnü’l-Esîr, en-Nihâye, “Burhan” md.).
                   İslâm dünyasında burhanın felsefe, kelâm ve fıkıh usulünde bir kanıtla-
                 ma yöntemi ve kıyas türü olarak kullanılması, Grek felsefesinin Arapça’ya
                 tercüme edilmesiyle başlamış ve bu yöntem, “beş sanat” denilen kanıtla-
                 ma yöntemlerinin (burhan, cedel, hatâbe [hitabet], şiir, safsata) en güç-
                 lüsü sayılmıştır (genişbilgi için bk. M. Naci Bolay, “Beş Sanat”, DİA, V,
                 546-547; Yusuf Şevki Yavuz, “Burhan”, DİA, V, 429-430).
                   Konumuz olan âyette burhanın, bütün şüpheleri ortadan kaldıracak
                 açıklıkta ve itirazlara yer bırakmayacak kesinlikte bir delil olduğuna
                 işaret edilmiş; dolayısıyla bir iddianın kabulü veya reddi, kuruntulara
                 değil, bu şekildeki bir kanıtlamaya bağlanmıştır. Buna göre yahudilerle
                 hıristiyanların, kendi dinlerinden olmayanların cennete giremeyecek-
                 leri yolundaki iddiaları böyle bir kanıttan yoksun olup sadece onların bir
                 kuruntusudur. Çünkü onlar akıllarıyla değil duygularıyla hareket ediyor-
                 lar; müslümanları kıskanıyor, onların küfre dönerek ilâhî lutuflardan
                 mahrum kalmalarını arzuluyorlardı. İşte onların cennete sadece ken-
                 dilerinin gireceklerini ileri sürmeleri de bir hakikat olmayıp, kıskanç-
                 lık duygularının ürünü olan bir temennidir. Kur’an ise boş temennilere
                 değil, gerçeklere önem verdiği için “Kanıtınızı getirin” buyuruyor. Çünkü
                 Kur’an kendi tabiriyle, burhana veya basirete önem verir (Yûsuf 12/108).
                 Aslında bir iddianın doğruluğunu burhanla kanıtlamak şeklindeki ilke,
                 görüldüğü gibi Kur’an’ın da vazgeçilmez saydığı evrensel bir ilke olup bu



          188
   181   182   183   184   185   186   187   188   189   190   191