Page 182 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 182

2 / BAKARA SÛRESİ · 109 – 113



                 s. 348-349; Gazzâlî, İhyâ, III, 236, 239). Âlimler ilgili âyet ve hadislere
                 dayanarak, ayrıca psikolojik ve sosyal zararlarını göz önüne alarak, belir-
                 tilen olumsuz anlamıyla hasedi haram kabul etmişlerdir. Kaynaklarda sık
                 sık İblîs’in Âdem’i kıskanmasına da atıfta bulunularak hasedin şeytânî
                 bir huy olduğu ifade edilir. İblîs’in Âdem’i kıskanması “gökte işlenen
                 ilk günah”, Kābil’in Hâbil’i kıskanması “yerde işlenen ilk günah” ola-
                 rak değerlendirilir (meselâ bk. Mâverdî, a.g.e., s. 381; Kurtubî, V, 251).
                 Gıpta ve münâfese ise yine şer‘î ve aklî gerekçeler ışığında meşrû kabul
                 edilmekle birlikte, insanların bir rekabet anlayışı içinde yaptıkları işle-
                 rin hükmüne göre münâfesenin de vâcip (farz), müstehap, mubah veya
                 haram olabileceği belirtilir (Muhâsibî, a.g.e., s. 477-479, 490; Gazzâlî,
                 a.g.e., III, 236, 237-238).
                   Gazzâlî, İhyâ’da yer alan ve sonraki bazı âlimlerce aynen iktibas edilen
                 (meselâ bk. Râzî, III, 238-244) hasetle ilgili tahlillerinde –muhtemelen
                 Ebû Bekir Râzî’nin et-Tıbbü’r-rûhânî’deki (s. 50-52) psikolojik-ahlâkî
                 tahlillerinden de yararlanarak– hasedi bir tür ruh hastalığı saymıştır.
                 Gazzâlî’ye göre duygusal düzeydeki hasedi yok etmek herkes için mümkün
                 değildir. Fakat insanlar, aklın ve dinin buyruğuna uyarak bu duyguyu bas-
                 kı altında tutar, bu yönde çaba gösterirlerse dinî ve ahlâkî sorumluluktan
                 da kurtulurlar (İhyâ, III, 238-239).
                   İslâm ahlâkçıları haset duygusunu yok etmenin veya etkisinden korun-
                 manın bazı yollarına işaret ederler. Ancak bunun için öncelikle hase-
                 di doğuran sebepleri bilmek gerekir. Ebû Bekir Râzî hasedi cimrilik ve
                 aşırı ihtirasın birleşmesinden doğan psikolojik bir hastalık olarak görür
                 ve ahlâk eğitimcilerinin kötü insanı (şerîr) “insanların zarara uğrama-
                 sından zevk duyan kişi” diye tanımladıklarını hatırlatarak bu tanımda
                 hasedin esas alındığına işaret eder (et-Tıbbü’r-rûhânî, s. 48). Gazzâlî ise,
                 Muhâsibî’nin er-Ri‘âye’sinden de istifadeyle hasedin sebeplerini daha
                 ayrıntılı olarak şöyle sıralar: Düşmanlık ve kin gütme, üstünlük duygusu
                 (teazzüz), kibir, böbürlenme (ucüb), ulaşılmak istenen şeylerden mah-
                 rum kalma korkusu, makam ve mevki tutkusu, ruhun kirlenmesi (İhyâ,
                 III, 242-243).
                   İlgili kaynaklarda “haset hastalığı”nın tedavisi ilim ve amel şeklinde iki
                 esasa dayandırılır. İlimle kişinin bu duygunun mahiyeti, sebepleri, maddî



          184
   177   178   179   180   181   182   183   184   185   186   187