Page 185 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 185
2 / BAKARA SÛRESİ · 109 – 113
başarısı, onun davranışlarındaki inceliğe, yumuşak kalpli olmasına bağ-
lanmış ve kendisine bağışlayıcı olması öğütlenmiştir (Âl-i İmrân 3/159).
Bu sebeple İslâm eğitimcileri af ve hoşgörüyü eğitimin vazgeçilmez ilke-
leri arasında göstermişler ve eğitim metotlarını bu ilkeler ışığında geliş-
tirmişlerdir.
Bazı tefsirlerde konumuz olan âyetin, müslümanlar hakkında kötü duy-
gular besleyenlere karşı bağışlayıcı ve hoşgörülü olmayı emreden kısmı-
nın daha sonra gelen ve Ehl-i kitap’la savaşmayı emreden Tevbe sûresi-
nin 29. âyetiyle neshedildiği (hükmünün değiştirildiği) ileri sürülmüşse
de (meselâ bk. Taberî, I, 489-490; Reşîd Rızâ, I, 421-422), her iki âyetin
hükmünün de geçerli olduğunu düşünmek daha isabetlidir. Buna göre
bağışlama ve hoşgörü genel bir ilkedir; fakat bu, şartlar mecbur bırak-
tığında savaşmaya da engel değildir. Esasen Muhammed Abduh’un ifade
ettiği gibi (Reşîd Rızâ, I, 421), ancak aksini de yapabilecek kadar güçlü
olanlardan af ve hoşgörü istenir; ilgili bütün kaynaklarda hilim erdemi
de bu şekilde açıklanır (bk. Mustafa Çağrıcı, “Hilim”, DİA, XVIII, 33-36).
Şu halde burada müslümanların düşmanları karşısında güçlü bir top-
lum konumuna yükselmeleri de istenmiş olmaktadır. Ayrıca âyette Hz.
Peygamber’in Medine yahudileriyle yapmış olduğu ve onların canlarını,
mallarını, dinî özgürlüklerini teminat altına alan anlaşmaya sadakat gös-
terilmesine de bir işaret sezilmektedir. Nitekim daha sonra yahudiler bu
anlaşmayı ihlâl edip müslümanlara karşı düşmanca davranışlara giriştik-
lerinde kendileriyle savaşılmıştır. İşte âyetin son kısmındaki “Allah’ın
hükmünü gerçekleştirmesi”nden maksat da bu savaşlar sonucunda yahu-
di probleminin tabii akışı içinde çözüme kavuşturulmasıdır ve böylece
Kur’an’ın daha önce verdiği bir haber de gerçekleşmiştir.
110. Bir önceki âyette verilen mesajdan sonra burada müslümanlara,
kendilerine düşmanlık duyguları besleyenlerle verimsiz ve anlamsız bir
mücadeleye girişerek gerilimi daha da arttırması kaçınılmaz olan bir
ortam oluşturmak yerine, müslüman olmanın gerekleri olan namazları-
nı kılıp zekâtlarını vermeleri ve genel olarak Allah nezdinde mükâfatını
görecekleri, yararlı sonuçlar alacakları hayırlı işler yapmaları emredil-
mekte; her şeyi gören ve bilen Allah’ın, yaptıkları bu güzel işleri de göre-
187