Page 172 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 172

2 / BAKARA SÛRESİ · 102 – 103



                   Âyette sihrin bir fitne, yani ona inanıp inanmayacakları, bu işle meşgul
                 olup olmayacakları hususunda insanlar için bir imtihan vasıtası olduğu;
                 sihirbazların, Allah’ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremeyecekleri
                 bildirilmiş; bu arada yahudilerin, kendisini sihre kaptıran bir kimsenin
                 âhiret hayatını büsbütün kaybedeceğini bile bile, yarar sağlayacak bilgi-
                 ler yerine zarar getirecek bilgiler peşinde koştukları ifade edilmek sure-
                 tiyle sihre inanmanın, yapmanın ve yaptırmanın dinî bakımdan ne kadar
                 sakıncalı olduğu bir defa daha ortaya konmuştur.
                   Sonuç olarak bu âyet, Hz. Peygamber dönemindeki Medine yahudileri-
                 nin ve onlardan etkilenen Araplar’ın bir peygamber olan Hz. Süleyman’ın
                 putperestliğe  saptığı  yolundaki  iftiralarını  reddetmektedir.  Nitekim
                 Kitâb-ı Mukaddes’te de bu iftira yer almaktadır. “I. Kırallar”da (11/4-13),
                 “Ve vâki oldu ki Süleyman’ın ihtiyarlığı zamanında karıları onun yüreği-
                 ni başka ilâhların ardınca saptırdılar. Ve babası Dâvûd’un yüreği Allah’ı
                 rab ile bütün olduğu gibi onun yüreği bütün değildi” denildikten sonra
                 Süleyman’ın (hâşâ!) sapkınlığından örnekler sıralanmakta, daha sonra
                 cezalandırıldığı anlatılmaktadır. İslâm dini bütün peygamberlerin mâsum
                 (Allah tarafından günah işlemekten korunmuş) olduklarını bildirir; onla-
                 rı iman, hidayet ve fazilet önderleri olarak kabul eder. Konumuz olan
                 âyete göre Hz. Süleyman ne sihir yapmış ne de kâfir olmuştur. Bu, yahu-
                 dilerin iftirasından başka bir şey değildir. Sihir denilen sahtekârlık veya
                 fitne-fesat işlerini ancak şeytanlar türetip insanlara öğretirler. Bunlar
                 müslüman işi değildir. Melekler insanlara, kötülük yapsınlar diye bilgi
                 vermezler. Çünkü bu büyük bir günahtır, melekler ise günah işlemeyecek
                 yapıda yaratılmışlardır. Onların öğrettiği hususlar birer deneme vesilesi-
                 dir; dolayısıyla insanlar onları iyi maksatlar veya –eşlerin arasını bozmak
                 gibi– kötü maksatlar için kullanabilirler ve Allah katında bu tutumlarına
                 göre yargılanırlar. Şunu da bilmek gerekir ki, Allah’ın izni olmadıkça kötü
                 niyetliler zarar veremezler; onlar sadece âhirette kendilerine zarar vere-
                 cek şeyleri satın almış ve böylece çok kötü bir iş yapmış olurlar.
                   Şu halde âyetin asıl maksadı Hz. Süleyman’ı yahudilerin iftiralarından
                 tenzih etmek, kötülüğün kaynağının peygamberler veya melekler değil,
                 şeytanlar veya şeytan tabiatlı cinler veya insanlar olduğunu, meleklerin
                 insanlara telkin edeceği bilgileri birer imkân ve dolayısıyla imtihan sebe-
                 bi bilip bunları hayırlı konularda değerlendirmek gerektiğini anlatmak,
                 böylece müminleri yanlış inanç ve uygulamalardan korumaktır.



          174
   167   168   169   170   171   172   173   174   175   176   177