Page 170 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 170
2 / BAKARA SÛRESİ · 102 – 103
belirtir (rivayetlerin tenkidiyle ilgili geniş bilgi için bk. İyâde b. Eyyûb
el-Kübeysî, “Kıssatü Hârût ve Mârût fî mîzâni’l-menkûl ve’l-ma‘kul”,
ed-Dirâsâtü’l-İslâmiyye, XXVII/3, s. 5-72).
Öte yandan âyetteki ilgili kelimenin mütevâtir olan okunuşu “mele-
keyn” (iki melek) şeklinde olmakla birlikte İbn Abbas, Hasan-ı Basrî,
Ebü’l-Esved ve Dahhâk gibi bazı âlimler bu kelimeyi “melikeyn” (iki
melik, iki kral) şeklinde okuyarak Hârût ve Mârût’u insan isimleri olarak
kabul etmişlerdir. İbn Hazm ise bunların melek değil iki şeytan veya iki
cin kabilesi olduğunu ileri sürmüştür. Buradaki “melekeyn” (iki melek)
kelimesinin, “iki kudretli kişi” veya “iki ruhanî kişi” anlamında mecaz
olduğunu ileri sürenler de vardır (Reşîd Rızâ, I, 402).
Sözlükte fitne kelimesi “sınama, deneme, maddî ve mânevî sıkın-
tı, üzüntü, belâ ve felâketle imtihan etme” şeklinde açıklanır. Kelime
Kur’an-ı Kerîm’de daima kişinin inanç ve ahlâk bakımından denenip
sınanmasını ifade edecek biçimde kullanılmıştır. Hadislerde ve diğer
İslâmî literatürde ise Kur’an’daki anlamı yanında, “dinî, sosyal ve siyasî
kargaşa” anlamında da yaygın olarak kullanılmaktadır. İnanç uğruna
mâruz kalınan ağır işkence için de fitne kelimesi kullanılmıştır (meselâ
bk. Câhiz, el-Osmâniyye, s. 29, 30, 32, 40). Konumuz olan âyette de fitne
kelimesi “insanların imanlarında ne kadar sebatkâr olduklarının sınanıp
denenmesi, onların bu bakımdan imtihandan geçirilmesi” anlamında
kullanılmıştır. İlgili melekler ise böyle bir imtihan aracı olarak gönderil-
mişlerdir (fitne teriminin Kur’an-ı Kerîm, hadisler ve diğer İslâmî lite-
ratürdeki anlamı hakkında genişbilgi için bk. Bakara 2/191).
Hz. Peygamber dönemindeki yahudiler, Kur’an’ın verdiği bilgileri
kabul ederek, diğer bütün peygamberler gibi Hz. Süleyman’ın da mâsum,
faziletli ve hikmet sahibi bir peygamber olduğuna inanmak yerine, yahudi
literatüründe geçen ve onu, işlerini sihirle yürüten, işretçi, âsi ve günah-
kâr, hatta putperestliğe sapmış bir kral olarak gösteren düzmece bilgilere,
isnat ve iftiralara inanırlardı. Yersiz yurtsuz dolaşmaları ve uzun zaman-
lar esir hayatı yaşamaları sebebiyle cahilleşen, yoksullaşan ve İbrâhimî
kültürden uzaklaşıp yozlaşan yahudiler, kendi tarihlerinde gelip geçmiş
birçok peygamber gibi Hz. Süleyman’ın hükümdarlığı hakkında da şey-
tanların, cinlerin veya şeytan karakterli insanların telkinlerine, kâhinle-
rin derlediği sihir kitaplarına uyarak gerçek dışı kanaatlere sapmışlardı.
172