Page 16 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 16
GİRİŞ
Yukarıdaki açıklamalardan çıkan sonuca göre Allah’ın kelâmının, insan
tarafından bilinen ve kullanılan dillerden bir dili yoktur. İlâhî kelâm
melek veya peygamber aracılığı ile muhataplarına gelirken, yine Allah’ın
yaratması ve müdahalesiyle –peygamber veya meleğin zihninde ve dilin-
de– muhatapların dillerine dönüşmektedir.
4. Kur’an’ın korunması
Geldiği zamandan itibaren kıyamete kadar bütün insanlığa hitap edece-
ği, onları hak dine, Allah’ın razı olduğu hayat tarzına davet edeceği, Allah
tarafından bu maksatla gönderildiği için Kur’an-ı Kerîm’in değiştirilme-
den korunması, geldiği gibi insanlığa sunulması gerekiyordu. Allah Teâlâ
bunu üzerine aldığını, kullarına gerekeni yaptırarak kitabı koruyacağı-
nı yine kitabında şöyle bildiriyordu: “Kesin olarak bilesiniz ki bu vahyi
kuşkusuz biz indirdik ve onu mutlaka koruyan da yine biziz” (Hicr 15/9).
“Sana okutacağız ve Allah dilemedikçe unutmayacaksın” (A‘lâ 87/6).
“Vahyi tam alma telâşı yüzünden dilini kımıldatma! Onu zihninde topla-
ma ve onu okumanı sağlama işi bize aittir. O halde onu okuduğumuz zaman
sen onun okunuşunu takip et. Sonra onu anlatmak da elbette bize aittir”
(Kıyâme 75/16-19; buna yakın meâlde bir âyet için bk. Tâhâ 20/114). Hz.
Peygamber, kendisine vahyedilen âyetleri unutmamak, hemen hâfızasına
almak için –âyetin vahyedilmesi sürerken– tekrarlamaya çalışıyordu. Bu
âyetler vahyedilerek kendisine, Allah tarafından şu teminat verildi: Onu
sana okutacağız; hâfızanda toplayacağız, yani ezberlemeni sağlayacağız;
anlaşılmadık yer kalmayıncaya kadar gerekli açıklamaları yapacağız.
Allah’ın, son kitabını koruma vaadi şu tedbirlerle gerçekleşmiştir:
a) Hz. Peygamber ve bir kısım ashabı tarafından tamamı, diğerlerince de
çeşitli kısımları ezberlenmiştir.
b) Hz. Peygamber’le Cebrâil, yine Hz. Peygamber’le bazı sahâbîler, kezâ
bir kısım sahâbe kendi aralarında Kur’an’ı karşılıklı okumuşlar, birinin
ezbere okuduğunu diğeri dinlemiş ve gerektiğinde düzeltmeler yaparak
doğru ve sağlam ezberlemeyi sağlamışlardır.
c) Âyetler geldikçe Hz. Peygamber tarafından vahiy kâtiplerine, ileride
mushaf haline getirildiğinde riayet edilecek sıra bildirilmek suretiyle
18