Page 57 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 57

1 / FÂTİHA SÛRESİ  · 1 – 7



             Kul herhangi bir davranışta bulunurken, önemli bir işe teşebbüs eder-
           ken önce eûzü çekerek muhtemel olumsuz etkileri defetmekte sonra da
           besmeleyi okuyarak “kendinin tek başına yeterli olmadığını, başarı ve
           gücün ancak Allah’tan gelebileceğini, Allah’ın yeryüzünde halife kıldığı
           bir varlık olarak O’nun mülkünde, O’nun adına tasarrufta bulunduğunu,
           asıl mâlik ve hâkim olan Allah’ın koyduğu sınırları aşarsa emanete hıya-
           net etmiş olacağını...” peşinen kabul etmekte ve bundan güç almaktadır.
           Burada tevhid cümlesinin mânası da üstü kapalı olarak mevcuttur. Zira
           nasıl ki tevhid cümlesinde “lâ ilâhe” denilerek önce bütün sahte tanrılar
           zihinlerden siliniyor, sonra da “illallah” ifadesiyle hakiki, tek, eşi ve ben-
           zeri bulunmayan Tanrı (Allah) kalbe ve zihne yerleştiriliyorsa, eûzü bes-
           mele çekildiğinde de önce kulluk ilişkisine engel olan kirli çevre temizle-
           niyor, sonra da bu ilişkinin en uygun anahtarı kullanılmış, doğru kapılar
           açılmış, sağlıklı bağ kurulmuş oluyor.
             Kur’an dilinde rahmân sıfat-ismi de Allah’a mahsustur, başka hiçbir
           varlık için kullanılmamıştır. Rahmân “en uzak geçmişe doğru bütün
           yaratılmışlara sonsuz ve sınırsız lutuf, ihsan, rahmet bahşeden” demektir.
           Rahmân, rahmetiyle muamele ederken buna mazhar olan varlığın hak
           etmesine, lâyık olmasına bakmaz, bu sıfatın tecellisi yağmur gibi her
           şeyin üzerine yağar, güneş gibi her şeyi ısıtır ve aydınlatır.
             Rahîm “çok merhametli, rahmeti bol” demek olup bu sıfatla kullar da
           nitelenebilir. Allah’ın rahîm sıfat-ismi O’nun, daha ziyade kullarının
           gelecekte elde etmek üzere hak ettikleri, lâyık oldukları sınırsız rahmeti-
           ni, lutuf ve merhametini ifade etmektedir. “Esirgemek” ve “bağışlamak”
           bu sonsuz, engin ve etkisi çeşitli rahmetin ancak bir parçası, etkilerinin
           yalnızca bir çeşididir.


           2. Dilimizde övme ve teşekkür etme, Arapça’da medih ve şükür keli-
           melerinin hamd kelimesine yakın mânaları bulunmakla birlikte bunlar
           arasında birtakım ince farklar da vardır. Methetme (övme) bir iyilik ve
           güzellik karşısında yapılır; bu iyilik ve güzelliğin sahibi, kendisinin bun-
           da iradesi ve etkisi olsun olmasın methedilebilir. Kişi kendi iradesinin
           eseri olmayan güzelliği sebebiyle övüldüğü gibi cömertlik ve cesaret gibi



                                                                                    59
   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62