Page 253 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 253

2 / BAKARA SÛRESİ · 168 – 171



           bütün içtenliğiyle ve tam bir kararlılıkla O’nun yolundan giden, Allah rızâ-
           sını bütün ölçülerin üstünde tutan gerçek dindarları yoldan çıkaramaya-
           cağını ifade etmiştir (Hicr 15/40; Sâd 38/83). Kuşkusuz şeytanın musallat
           olmadığı, yoldan çıkarıcı duygu, düşünce ve davranış telkin etmediği hiç-
           bir insan yoktur. Bu suretle şeytan insanın içine bir kötülük işleme arzusu
           da sokabilir. Fakat Hz. Peygamber’in bir ifadesine göre “Kim bir kötülük
           yapmayı içinden geçirir de bunu yapmazsa Allah ona bir tam iyilik (hase-
           ne) yazar” (Buhârî, “Rikāk”, 31; Müslim, “Îmân”, 206, 207, 259; Dârimî,
           “Rikāk”, 70). İşte bu iyilik, ihlâslı, temiz yürekli, takvâ sahibi müminin,
           şeytanın isteğine karşı koymasının bir ödülüdür.

           170. İnkârcılara iman etmeleri için, bir kısmına yukarıda işaret edi-
           len pek çok bilgi verilip uyarılar yapılarak sonuçta, “Allah’ın indirdiği-
           ne uyun” denildiğinde –sanki kendilerine bu bilgiler hiç verilmemiş,
           bu uyarılar hiç yapılmamış gibi– hâlâ “Biz atalarımızdan gördüğümüze
           uyarız, onların yolundan gideriz” dediler. Kur’an, tam bir taklitçilik,
           bilinçsizlik ve körlük örneği olan bu cevap karşısında, “Ya atalarının aklı
           bir şeye ermemiş (lâ ya‘kılûne şey’en), doğru yolu bulamamışlarsa! (lâ
           yehtedûn)” buyurarak bilgide ve yaşayışta doğruya ulaşmanın iki temel
           aracını göstermektedir. Bunlardan biri akıl diğeri de hidayettir. Aklı kul-
           lanmak kuldan, hidayet vermek Allah’tandır. Bu sebeple kul, aklını kul-
           lanıp her konuda doğruya ulaşabilmek için kendisi bakımından mümkün
           olan bütün sebeplere başvurmanın yanında, Allah’ın “müsebbibü’l-
           esbâb” (sebeplerin yaratıcısı) olduğunu da asla unutmamalı ve başarıyı
           daima O’ndan beklemelidir. Kötü niyetli insan ne aklını doğru kullanıp
           aklın buyruğuna uyabilir ne de hidayete lâyık olabilir. Esasen âyette anı-
           lan inkârcıların taklitçiliğe saplanarak akıl ve hidayet yolundan mahrum
           kalmalarının temel sebebi de Kur’an’ın ve Hz. Peygamber’in uyarıların-
           dan rahatsız olmaları ve bu kurtarıcı çağrıya kötü niyetle yaklaşmalarıdır.
           Bu tutum sadece o dönem taklitçilerine özgü de değildir. Basiretsizlik,
           bilinçsizlik, kötü niyet, çıkarcılık gibi çeşitli psikolojik zaaflar, komp-
           leksler yüzünden ruhları kötürümleşmiş, şeytanın kışkırtmalarına açık
           ve dirençsiz hale gelmiş insanlar her devirde “atalarımızın yolu” dedik-
           leri yanlışlara taassupla bağlanarak akıllarını sağlıklı ve gerektiği gibi
           kullanma, hidayetten nasiplenme imkânlarını kendi elleriyle ortadan



                                                                                   255
   248   249   250   251   252   253   254   255   256   257   258