Page 221 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 221

2 / BAKARA SÛRESİ · 135 – 141



           yolda oldukları sürece kendilerine verdiği üstünlüğü mutlak ve şartsız
           bir üstünlük saymışlardır. Oysa onların, doğru yoldan sapsalar bile yine
           de Allah nezdinde üstün bir millet olmaya devam edecekleri şeklindeki
           inançları, Allah’a karşı bir haksızlık isnadı ve iftira anlamına gelir (bk.
           Bakara 2/47, 122; A‘râf 7/140). Buna karşılık müslümanlar herhangi bir
           ayrılıkçılığa sapmadan ihtilâf ve düşmanlık duygularına kapılmadan Hz.
           Muhammed ve ona indirilenle birlikte İbrâhim, Mûsâ, Îsâ gibi geçmiş
           peygamberleri ve onların kutsal kitaplarını da tanımış; bütün bu kitap-
           ların ortak öğretisi olan hak dini benimsemiş; Allah’ın varlığına ve bir-
           liğine her türlü ortaklık şâibesinden arınmış bir şekilde şeksiz şüphesiz
           iman etmişler, böylece “Allah’ın boyası”yla boyanmışlardır. İşte âyet, bu
           içeriği ile Ehl-i kitaba, belirtilen ilkeler doğrultusunda Allah’ı hep bir-
           likte rab olarak tanıma yolunda bir çağrı anlamı taşımakta; hâlâ yanlış
           anlayış ve tutumlarında ısrar etmelerine karşılık da, herkesin tutum ve
           davranışlarından doğacak sorumluluğun kendine ait olacağı uyarısında
           bulunmakta ve müslümanlara Allah’a olan içten bağlılıklarını sürdür-
           düklerini açıkça ifade etmeleri tâlimatını vermektedir. Sonuç olarak şu
           veya bu kavimden, ırktan gelmenin insanlık değeri bakımından önemi
           yoktur. Allah bir zamanlar İsrâil kavmini üstün kılmışsa bu onların doğru
           inançta ve iyi yolda olmalarındandı. Her bireyin ve her toplumun değeri
           ameline, benimsediği inancın doğruluğuna ve bu inancının ürünü olan
           iyi hal ve hareketlerine göredir.


           140. Ehl-i kitap, kendilerinin müslümanlardan daha üstün ve seçkin
           oldukları şeklindeki kuruntularını kanıtlamak veya güçlendirmek için
           İbrâhim, İsmâil, İshak, Ya‘kub ile onun soyundan (esbât) gelenlerin de
           kendileri gibi yahudi ya da hıristiyan olduklarını söylüyorlardı. Oysa Âl-i
           İmrân sûresinin 65. âyetinde de ifade edildiği üzere, Tevrat ve İncil Hz.
           İbrâhim’den sonra indirilmiş; bu dinlerle ilgili Yahudilik ve Hıristiyanlık
           isimleri  de  yine  bu  peygamberden  asırlarca  sonra  ortaya  çıkmıştır.
           Nitekim yahudi kelimesi, Hz. Ya‘kub’un on iki oğlundan dördüncüsü olan
           Yahuda’nın ismine nisbetle türetilmişti ve başlangıçta bir dinin adı olma-
           yıp Yahuda sıbtına mensup olanları ifade eden bir kabile veya boy ismi
           idi. Ancak Hz. Mûsâ’dan en az yedi yüzyıl sonradır ki, İsrâil soyuna aynı



                                                                                   223
   216   217   218   219   220   221   222   223   224   225   226