Page 210 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 210
2 / BAKARA SÛRESİ · 124 – 129
ve müslim olması mümkün değildir. Bir kimsenin, “Mümin olmak da
kâfir olmak da sadece benim elimdedir” diyerek ilâhî iradeyi dışlaması,
her şeyin yapıp yaratıcısı olan Allah’a karşı bir edepsizlik ve saygısızlık-
tır. Ayrıca insan yalnız itaatkâr bir kul olmasında değil, Allah’a ne suret-
le itaat ve ibadet edeceği, yani ibadetlerin şekillerini ve esaslarını bilme
hususunda da O’na muhtaç olduğu için Hz. İbrâhim duasının devamında,
“Bize ibadet usullerimizi göster” diye yakarmış; bu arada kendisinin ve
oğlunun, peygamber de olsalar yanılgıları bulunabileceği düşüncesiyle
Allah’tan tövbelerini kabul etmesini dilemiştir.
Menâsik (tekili mensek) kelimesinin kökü olan nüsük “ibadet” anlamına
gelir. Buradan türetilen mensek ise “ibadet yeri” veya “ibadetin uygula-
nış biçimi, usulü” demek olup (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “nsk” md.)
âyetin bağlamından, bu kelimenin özellikle haccın erkân ve âdâbıyla bun-
ların uygulandığı mahallere işaret ettiği anlaşılmaktadır.
Hz. İbrâhim’in son duası, yüce Allah’ın kendi soyundan bir elçi gön-
dermesini dilemesi olmuş ve bütün müfessirlerin görüşüne göre bununla
da özellikle Hz. Muhammed’in risâleti kastedilmiştir. Nitekim daha son-
ra İsmâil aleyhisselâm Mekke’ye yerleşerek Yemen’den gelen ve Arab-ı
âribe’den olan Cürhümlüler arasında yaşamış, onlardan Arapça öğren-
miş, iki defa evlenerek on iki çocuk babası olmuş; Mekke’de ikamet eden
çocuklarından her biri bir kabilenin reisi olmuştu. Böylece Hz. İsmâil’in
soyu Cürhümlüler’le karışarak Araplaştığı için bunlara Arab-ı müsta‘ribe
denilmiştir. Hz. Peygamber’in yirmi birinci göbekten atası olan Adnan
da Hz. İsmâil’in soyundan ve dolayısıyla Arab-ı müsta‘ribe’dendir (bk.
Hakkı Dursun Yıldız, “Arap”, DİA, III, 273). Bu suretle Hz. İbrâhim’in
duası kabul edilmiş ve son peygamber Hz. Muhammed onun soyundan
gelmiştir. Nitekim hemen bütün müfessirlerin kaydettiği bir hadiste Hz.
Peygamber, “Ben atam İbrâhim’in duası, Îsâ’nın müjdesiyim” buyur-
muşlardır (Müsned, IV, 127, 128, V, 262; Hâkim, el-Müstedrek, II, 656).
İbrâhim’in duasından maksat konumuz olan 129. âyet, Îsâ’nın müjde-
sinden maksat da Hz. Îsâ’nın İsrâiloğulları’na hitaben, “Ey İsrâiloğulları!
Bilin ki benden sonra gelecek Ahmed isimli elçiyi müjdelemek üzere size
Allah tarafından gönderilmiş elçiyim” meâlindeki ifadesini nakleden
Saf sûresinin 6. âyetidir. Bu sebeple müslümanlar, “Allâhümme salli” ve
212