Page 205 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 205
2 / BAKARA SÛRESİ · 124 – 129
Yüce Allah bu sûrenin başında mümin ve kâfirlerin, ardından da müna-
fıkların temel niteliklerinden söz etmiş; daha sonra 40. âyetten itibaren
uzun bir şekilde yahudilerin ve hıristiyanların yanlış inançlarını, tutum
ve davranışlarını anlatıp tenkit etmiştir. Burada ise söz, Hanîflik diye
ifade edilen tek Tanrı inancının en önde gelen temsilcilerinden olan ve
bütün bu belirtilen inanç gruplarının kendine büyük bir saygı duydu-
ğu Hz. İbrâhim’e getirilerek, eğer gerçekten ona saygı duyuyorlarsa onu
iyi tanımaları gerektiği hatırlatılırcasına, onun Allah tarafından kendi-
ne yöneltilen buyrukları nasıl eksiksiz yerine getirdiği ve böylece büyük
sınavı nasıl kazandığı anlatılmakta; Allah yolundaki faaliyetleri hakkında
bilgi verilmektedir.
Allah’ın İbrâhim’i sınamak, imtihan etmek maksadıyla kendisine
yönelttiği bildirilen “sözler”le (kelimât) ne kastedildiği hususunda tefsir-
lerde, sünnet olma konusu da dahil olmak üzere, çeşitli görüşler yer almak-
tadır. Bunlarla ilgili rivayetleri aktaran Taberî görüşlerini şöyle özetler:
“Allah Teâlâ’nın İbrâhim’i denemesinin anlamı, bir imtihan olmak üzere
ona, kendine farz kıldığı görevleri ve buyruklarını bildirmesidir. Allah’ın
İbrâhim’e vahyettiği bir imtihan ve deneme olarak kendini, gereğini yeri-
ne getirmekle yükümlü kıldığı kelimeler bu görevler ve buyruklardır.”
Dolayısıyla âyeti bu görev ve buyrukların sadece biri veya bir kısmıyla ilgili
saymak isabetli olmaz. Çünkü ne burada ne de başka bir âyet veya hadiste
buna imkân veren bir açıklama yer almaktadır (I, 523-528).
Hz. İbrâhim bu kelimeleri yani kendisine yöneltilen buyrukları eksik-
siz yerine getirince Allah ona, “Ben seni insanlara önder yapacağım”
buyurdu; İbrâhim’in kendi soyundan gelenler içinden de önderler yetiş-
mesi yönünde dilekte bulunması üzerine ise “Vaadim zalimleri kapsa-
maz” buyurarak, üstünlüğün biyolojik sebeplere, kan bağına değil, dinî ve
ahlâkî liyakate bağlı olduğunu bildirdi. Bu açıklama diğer yahudiler gibi
Hz. Peygamber dönemindeki yahudilerin de kendilerini “Allah’ın seçil-
miş halkı” saymalarına bir cevap teşkil etmektedir. Buna göre zalimler
İbrâhim’in soyundan da olsalar, Allah’ın vaad ettiği önderlik, liderlik,
üstünlük gibi ayrıcalıklara, –lâyık olmadıkları sürece– sahip de olamaz-
lar; Allah’ın bu husustaki şarta bağlı vaadi onları kapsamaz. Böylece âyet
öncelikle Medine yahudilerine Hz. Peygamber ve müslümanlar karşısın-
da üstünlük, seçkinlik taslamalarının boş bir kuruntudan ibaret olduğu-
207