Page 99 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 99
2 / BAKARA SÛRESİ · 30 – 34
bulunması da bu yorumu desteklemektedir (Nûr 24/55). Ancak insanoğ-
lunun bu mânadaki halifeliği, kendi mahiyeti ve sıfatlarına uygun olarak
kısıtlı ve sınırlıdır. İnsan dahil hiçbir varlığın Allah Teâlâ’yı temsil etme-
si, O’nun yerini alarak tasarrufta bulunması mümkün değildir. Âdem’in
ve neslinin halifeliği, Allah’ın mülkü bulunan yeryüzünde O’nun irade-
sine uygun yaşamak ve tâlimatı doğrultusunda tasarrufta bulunmaktan
ibarettir. İnsanların Allah’a kul olsunlar diye yaratıldıklarını ifade eden
âyetle (Zâriyât 51/56) halifeler olarak yaratıldıklarını ifade eden âyetler
aynı gerçeği anlatmaktadır: İnsanoğlu Allah’a kul olsun diye yaratılmış,
yeryüzündeki çeşitli nimetler de bu maksadı gerçekleştirsin diye ona tah-
sis edilmiştir. İnsanoğlu kendisine verilen imkân ve nimetlerin Allah’ın
mülkü olduğunu, bir amaca ve şarta bağlı olarak kendisine emanet edildi-
ğini, bunlar üzerinde sahibinin irade ve rızâsına uygun bir şekilde tasar-
ruf etmekle (hilâfet) yükümlü bulunduğunu bilecek ve bu şuur içinde
davranacaktır. Meleklerden farklı olarak insanoğlu bu hilâfeti gerçekleş-
tirecek fıtratta ve kabiliyette yaratılmış olup fıtratını bozmadığı takdir-
de bu vazifesini başarabilecektir. Allah Teâlâ meleklerin şahsında bunu
insanoğluna da bildirip şuuruna yerleştirmiştir. Yukarıda işaret edildiği
üzere buradaki hilâfet (genel hilâfet), yalnızca Âdem’e mahsus değildir;
birçok âyet (A‘râf 7/69; Yûnus 10 /14; Neml 27/62) bu kabiliyet ve salâ-
hiyetin bütün insanlar için söz konusu olduğunu açıkça ifade etmekte-
dir. Özel (siyasî) hilâfet, Kur’an-ı Kerîm’de bu isimle bulunmayan, Hz.
Peygamber’den sonra ihtiyacın ortaya çıkardığı bir kavram ve kurumdur.
Siyasî anlamda hilâfet fonksiyonunu üslenenler için Kur’an’da kullanılan
tabir “ülü’l-emr”dir (Nisâ 4/59). “Hilâfet benden sonra otuz yıldır, daha
sonra ısırıcı saltanat yönetimi olacaktır” meâlindeki hadiste (Müsned, V,
220-221; Ebû Dâvûd, “Sünnet”, 9; Tirmizî, “Fiten”, 48) zikredilen hali-
felik özel ve siyasî olanıdır. Hadisin sahih olması halinde, İslâmî kaynak-
larda bu mânada hilâfet –bir görev ve makam adı olarak– ilk defa burada
zikredilmiş olmaktadır (hadisin sıhhatiyle ilgili tereddütler ve kaynak-
lar için bk. Casim Avcı, “Hilâfet”, DİA, XVII, 539). Hz. Ebû Bekir, devlet
başkanlığı bakımından Resûlullah’ın yerini aldığı için (bu sebeple) ken-
disine “Resûlullah’ın halifesi” denilmiş, Hz. Ömer’den “Resûlullah’ın
halifesinin halifesi” diye söz edilmiş, bu zincir uzayıp gideceği için daha
101