Page 96 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 96

2 / BAKARA SÛRESİ · 28 – 29



                 yarattığı gibi âyette “yedi sema” diye anılan gökleri de yedi gök olarak
                 yaratıp düzenleyenin Allah olduğu bildirilmektedir. Bu yedi göğü dünya-
                 nın gökleri veya uzayın gökleri olarak kabul eden tefsirciler, eski Aristo
                 ve Batlamyus nazariyesine göre Ortaçağ’dan sonra da Kopernik, Galile,
                 Kepler, Newton, Einstein, S. Hawking çizgisinde gelişen güneş ve kâi-
                 nat sistemleriyle ilgili bilgilere göre açıklamalar yapmışlardır. Ancak bu
                 yedi gökten maksadın ne olduğu konusunda kesin bir bilgi yoktur. Arap
                 dilindeki kullanıma göre bunun çokluktan kinaye olarak düşünülüp bir-
                 çok gök şeklinde anlaşılması da mümkündür.
                   Öte yandan, keşif ve ilham kaynağı ile zenginleştirilmiş bulunan tasav-
                 vuf ve irfan kolunda, “yedi gök”le ilgili farklı ve ilgi çekici açıklamalar
                 vardır. Bunlardan biri şöyledir: Allah Teâlâ’nın yarattıkları (mâsivallah,
                 mâ-halakallah), “halk ve emir âlemleri” olarak ikiye ayrılır. Halk âlemi
                 maddîdir, cisimlidir; emir âlemi cisimsizdir, latiftir. Bu iki âlemi birbi-
                 rinden “arş” ayırır. Halk âlemindeki maddîlik, aşağıdan yukarıya doğ-
                 ru azalıp incelerek maddesizliğe dönüşür. Halk âleminin en alt katında,
                 bütün büyüklük ve sonsuzluk görüntüsü içinde, bir yukarısına göre çok
                 küçük olan evren vardır. Bu evren maddîdir. Kur’an’da geçen yedi sema-
                 ya dahil değildir. Bundan sonra birinci sema başlar, bu semanın –bütün
                 galaksileriyle  birlikte–  evrenden  büyüklüğü,  damlaya  nisbetle  deniz
                 gibidir. Bu oran yukarıya doğru aynı ölçülerde büyüyerek devam eder.
                 Yedinci semadan sonra kürsî, ondan sonra da arş vardır. Arşın üstünden
                 itibaren emir âlemi başlar. Burada insanın hakikatini ve mânevî mahiye-
                 tini teşkil eden ve “latîfeler” diye bilinen, bir yukarıdakinin –kendisine
                 nisbetle çok küçük kalan– bir aşağıdakini kuşattığı “kalp, ruh, sır, hafî ve
                 ahfâ” vardır. Bazı hadislerde geçen ve çok geniş olduğundan söz edilen
                 “mümin kalbi” işte bu latîfe olan kalptir. Bu anlayışa göre yedi kat sema,
                 bilinen ve henüz keşfedilmemiş bulunan evrenin ötesindedir, madde-
                 yoğun değildir. Bu semalarda ruhlar, melekler, cennetler vb. varlıkların
                 yer aldığı, mi‘rac hadisi vb. hadislerde geçmektedir. Bütün bunlar, her
                 şeyi hakkıyla bilen ve her şeye kadir olan Allah Teâlâ tarafından yaratıl-
                 mıştır, O’nun izni ve iradesi dahilinde hareket ederler. (Halk ve Emin
                 kavramlarının anlamları ve açıklaması için bk. A’râf 7/54)




          98
   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101