Page 100 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 100
2 / BAKARA SÛRESİ · 30 – 34
sonra yalnızca halife kelimesiyle yetinilmiş, bu arada siyasî halife “emî-
rü’l-mü’minîn, imam” gibi unvanlarla da anılmıştır. Allah’ın kulla-
rından, fert olarak değil de toplu olarak istediği, onları topluluk olarak
yükümlü kıldığı vazifeleri yerine getirebilmek, ferdin halifeliği yanında
ümmetin halifeliğini de hayata geçirebilmek için siyasî teşkilâtlanma-
ya ihtiyaç hâsıl olmuş; bunun zaruri sonucu olarak da fertler, yetkileri-
nin ve sorumluluklarının bireyi aşan tarafını –şartlı olarak– içlerinden
lâyık olan birine devretmişlerdir. Halifeye verilen itaat sözü (biat), onun
Allah’ın emir ve yasaklarına (hukuka, göreviyle ilgili dinî hükümlere)
uygun davranması şartına bağlıdır.
Asıl vatanları olan melekût âleminde daha önce yaratılmış ve insan-
dan farklı özelliklerle donatılmış bulunan melekler, mülk âlemine dahil
bulunan dünya (arz) yaratılınca burada, Allah adına hâkim olacak, her
mümin için eşit derecede bağlayıcı (kanun) olan kitapta apaçık bildirilen
ilâhî iradeyi temsil edecek ve gerçekleştirecek şuurlu varlıkların (hali-
fe, halâif), kendileri olacağını beklemişler, topraktan yaratılacak insanın
bu kaynağa bağlı özellikleri dolayısıyla eksikleri olacağı, fesat çıkarma-
ya müsait bulunacağı için hilâfete lâyık olmadığını zannetmişlerdi. Yüce
yaratıcı bu beklentiye uymayan iradesini, bu nimetin insan türünden olan
kullarına tahsis buyurulduğunu ve bunun gerekçesini meleklere açıkla-
mıştır.
Melekler “emir, gayb, melekût” gibi isimlerle anılan âlemlere ait olduk-
ları ve insanların, kendi bilgi vasıtalarıyla bu âlemlere ait bulunan varlık-
lar hakkında bilgi sahibi olmaları mümkün bulunmadığı için bu konudaki
bilgiler daha ziyade vahye dayanmaktadır. Beşerî yorum ve kıyaslarla elde
edilen bilgiler üzerinde ise görüş ayrılıkları vardır. Meleklerin varlıkla-
rı ve özellikleriyle ilgili bilgiler büyük ölçüde vahye dayanmakla beraber
akıl, keşif ve tecrübe yoluyla da meleklerin varlıklarının ve bazı özellikle-
rinin bilinebileceği ileri sürülmüştür. “Akıl ve şuur sahibi (nâtık) ölümlü
varlıklar yaratılmış bulunduğuna göre bunların, dünya durdukça ölüm-
süz olanlarının da yaratılmış olması, kezâ daha aşağı bir seviyede bulunan
dünyada akıllı ve şuurlu varlıklar yaratıldığına göre daha üstün ve şeref-
li olan semâvât âleminde de bu özellikleri taşıyan varlıkların yaratılmış
olmaları evleviyetle (aklın öncelik hükmü) sabittir” şeklindeki açıklama-
lar iknaya yönelik akıl delillerine örnektir. Özel ruhî temrinler yapan ve
102