Page 73 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 73

2 / BAKARA SÛRESİ · 6 – 7



           Tefsiri
           6. Küfür (küfr) kelimesinin lugat mânası “örtme”dir, kâfir de “örten”
           demektir. Ektiği tohumun üzerini toprakla örttüğünden dolayı çiftçi için
           de kâfir kelimesi kullanılmıştır. Din dilinde küfür, “hak dinin getirdi-
           ği gerçekleri kabul etmemek, onların üstünü örtmek, yok saymak”tır.
           Dilimizdeki “inkâr etmek” tabiri bu mânaya, diğer kelimelerden daha
           uygun düşmektedir. Ayrıca Türkçe’de küfür kelimesi terim anlamı yanın-
           da “sövme, hakaret etme” mânasına da geldiği için gerek burada gerek-
           se meâl ve tefsirin diğer yerlerinde çoğunlukla “küfür” yerine “inkâr”,
           “kâfir” yerine de “inkârcı” veya “inkâr eden” kelimeleri tercih edildi.
             Fâtiha sûresinde doğru yolda olanlar, doğru yoldan sapanlar ve Allah’ın
           gazabına uğrayanlardan söz edilmişti. Bakara sûresinin ilk âyetlerinde
           doğru yolda olanların (müttaki müminler) en önemli özellikleri dile geti-
           rildi. Bu âyetlerden itibaren de doğru yoldan sapanların, Allah’ın gazabı-
           na uğrayanların ahlâk ve tutumlarıyla âkıbetleri anlatılıyor.
             Âyetin niteliklerini verdiği “inkâr edenler”, hak din karşısındaki olum-
           suz düşüncelerini ve tutumlarını gizlemeyen, tercihlerini açıkça inanç-
           sızlık ve red yönünde kullanan, zaman geçtikçe inkârcılıkla şartlanan,
           başka düşüncelere ve inançlara (bu arada hak dine) kulaklarını, göz ve
           gönüllerini kapayan kimselerdir. Kulakları, dikkat ve idrakleri ilâhî irşa-
           da kapalı olan inkârcılara nasihat ve uyarının fayda vermeyeceği, uyarı-
           ların ancak gerçeği arayan ve Allah kelâmını dinleyenler üzerinde etkili
           olacağı açıktır. Hz. Peygamber inkârcılarla çok meşgul olmuş, onların
           iman ehline katılmalarını istemiş, gayretlerinin fayda vermediğini gör-
           dükçe de üzülmüştür. Bu sebeple Allah Teâlâ zaman zaman peygamberi-
           ne iman-küfür gerçeğini anlatarak onu teselli ve teskin edip âdeta şöyle
           demiştir: “Habîbim! Bütün gayretlerine rağmen onların inkârdan vazge-
           çip imana gelmemelerinin kusuru sende ve tebliğ ettiğin dinde değildir,
           kusur kendi irade ve tercihleriyle inkârlarında ısrar eden, kulaklarını hak
           söze kapalı tutanlardadır. Sen ne kadar uğraşırsan uğraş böyle kâfirler
           iman etmeyeceklerdir.”

           7. Kur’an-ı Kerîm’de insanların doğru yoldan sapmaları (dalâlet) veya
           doğru yolu bulmaları (hidayet), iyilik veya kötülük yapmaları, bunlardan
           birini tercih etmeleri (irade, meşîet); hakikate his, düşünce ve idrak kapı-



                                                                                    75
   68   69   70   71   72   73   74   75   76   77   78