Page 68 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 68
2 / BAKARA SÛRESİ · 1 – 5
harflerin de muhtevalarına delâlet ve onların özünü ihtiva ettiğini ileri
sürmüştür. Buna göre “elif-lâm-mîm”in mânası, “Yaratılmışların çeşitli
oluşlar ve ilişkilerle belirlenmiş hayatlarının gerekli kıldığı, ihtiyaç duy-
duğu irşadlar gayb âleminden gelerek onların hayatlarına girmekte ve yol-
larına ışık tutmaktadır” demektir (el-Fevzü’l-kebîr, s. 64; hurûf-ı mukat-
taa konusunda genişbilgi için bk. M. Zeki Duman-Mustafa Altundağ,
“Hurûf-ı Mukattaa”, DİA, XVIII, 401-408; müteşâbihat konusunda bk.
Âl-i İmrân 3/7).
2. Bakara sûresi Medine’de nâzil olduğuna göre daha önce birçok sûrenin
gelmiş olması gerekir. Bu sûrelerle önemli bir kısmı tamamlanmış bulu-
nan metne “kitap” demek uygun görülmüştür.
“Şüphe yok” ifadesi, hem kitabın Allah’tan geldiği, anlatmak istediğini
açıkça anlatabildiği hem de onun bir kılavuz, rehber, ışık olmasıyla ilgili-
dir; her iki konuda da şüpheye yer yoktur.
“Rehber” diye çevirdiğimiz hüdâ hidâyetle aynı kökten olup Allah’ın
razı olduğu hayat tarzında, iman, ibadet ve ahlâk yolunda ilâhî rehberliği
ifade etmektedir. Bu rehberlikten yararlanabilmek için kişide yukarıda-
ki âyetlerde nitelikleri açıklanan bilincin bulunması gerekir (geniş bilgi
için bk. Yusuf Şevki Yavuz, “Hidâyet”, DİA, XVII, 473-477).
Müttaki (takvâ sahibi) ve takvâ dilimizde de kullanılan Arapça asıllı keli-
melerdendir. Müttakiler kelimesinin lügat mânası, “sakınılması gereken
şeylerden sakınanlar” demektir. Kur’an’da ve özellikle bu âyette geçen
takvânın mânası onu takip eden âyetlerde açıklanmıştır. Buna göre takvâ
sahibi kimselerde şu beş vasıf vardır: Gayba iman etmek, namazı doğru
ve devamlı kılmak, Allah’ın verdiklerinden bir kısmını O’nun rızâsı için
harcamak, Kur’an’a olduğu gibi diğer peygamberlere gönderilen kitapla-
ra da inanmak ve âhiret konusunda kesin inanç sahibi olmak. Bu vasıf-
ları kendinde gerçekleştirmiş olan mümin takvâ sahibidir, müttakidir.
Böylece takvâ sahibi olan müminlerde hâsıl olan şuur, duygu ve davranış-
larla ilgili başka açıklamalar da yapılmıştır. Konuyla ilgili birkaç hadisin
anlamı şöyledir: “Kul, sakıncalı olana düşmemek için sakıncasız olandan
da çekinmedikçe takvâ sahibi olamaz” (Tirmizî, “Kıyâme”, 19; İbn Mâce,
“Zühd”, 24). “Kul, vicdanını rahatsız eden şeyi terketmedikçe takvâ dere-
70