Page 67 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 67

2 / BAKARA SÛRESİ · 1 – 5



           yer almışlardır. Bu harflerin Kur’an-ı Kerîm’den bir âyet veya âyet par-
           çası olduğunda şüphe yoktur. Mânaları ve hikmetleri üzerinde ise farklı
           görüşler ve yorumlar ileri sürülmüştür. Sıradan insanların bilgi vasıtala-
           rıyla mânalarını ve kullanılış maksatlarını (hikmet) bilmek ve anlamak
           mümkün olmayan bu harflere, kezâ lügat mânalarında kullanılmamış
           olup ne mânaya geldikleri de açıklanmamış bulunan bazı kelimelere
           müteşâbihat adı verilmektedir. Selef denilen ilk devir din bilginleriyle
           onların yolundan giden sonraki bazı âlimler müteşâbihatı yorumlamaz-
           lar, oldukları gibi benimseyip iman ederler. “Kur’an’da bulunmasının
           elbette bir hikmeti vardır, Allah ve Resulü bunları açıklamadığına göre
           aklımıza dayanarak açıklamaya kalkışmak bizim işimiz değildir, yetki
           sınırımızı aşar” derler. Kelâm, felsefe ve tasavvuf ehli bazı âlimler ise
           tefekkür veya ilham yoluyla müteşâbihatın mânalarının anlaşılabileceği-
           ni ileri sürmüş ve her biri için çeşitli yorumlar yapmışlardır.
             Bakara sûresinin ilk âyetini teşkil eden “elif-lâm-mîm”in mânasıyla
           ilgili olarak yirmiden fazla yorum vardır. Bunlardan şu üçü nisbeten daha
           tutarlı görünmektedir: a) Bunlar, mânaları olmayan alfabe harfleridir,
           Kur’an-ı Kerîm’in vahiy yoluyla Allah’tan geldiğine inanmayanlara mey-
           dan okumak ve âciz olduklarını ortaya çıkartmak için bazı sûrelerin başı-
           na konmuştur ve “Bu Kur’an, şu gördüğünüz harflerden yapılan kelime
           ve cümlelerden oluşmaktadır. Siz harfleri de biliyorsunuz. O halde haydi
           yapabiliyorsanız siz de böyle kelime ve cümlelerden oluşan ve Kur’an’a
           benzeyen bir kitap yazın!” denilmek istenmiştir. b) Başında bulundukları
           sûrelerin muhtevalarına dikkat çekmek için yemin olarak gelmiştir. c)
           Başlarında bulunan sûrelerin isimleri olarak indirilmiştir (İbn Aşûr, I,
           216).
             İmâm-ı Rabbânî önce Selef âlimleri gibi düşünürken bilâhare Allah
           Teâlâ’nın kendine, bu harflerin mâna ve sırlarından bir kısmını açtığını;
           böylece “müteşâbihatın mânalarının, Allah’ın bildirmesiyle bilinebile-
           ceğini ve bunların, açık mânalı âyetlerin (muhkemât) özü ve amacı oldu-
           ğunu” anladığını ifade etmiştir (Mektûbât, I, 296).
             Şah Veliyyullah, “Arap dilinde tek başına veya kelimelerin başlarına
           gelen harflerin özellikleriyle kelimelerin mânaları arasında bir ilişki-
           nin bulunduğu” tesbitinden yola çıkarak sûrelerin başlarında bulunan



                                                                                    69
   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72