Page 246 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 246

2 / BAKARA SÛRESİ · 163 – 167



                         İman edenler ise en çok Allah’ı severler. Keşke zalimler –azapla yüz
                         yüze geldiklerinde anlayacakları gibi– şimdi de bütün kuvvetin Allah’a
                         ait olduğunu ve Allah’ın azabının çok şiddetli olduğunu anlasalardı!
                         166. İşte o zaman, izlenenler, kendilerini izleyenlerden hızla uzak-
                         laşmışlardır; artık azabı görmüşler, aralarındaki bağlar kopmuştur.
                         167. İzleyenler şöyle derler: “Ne olurdu, bize ikinci bir fırsat verilseydi
                         de, şimdi onlar bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaş-
                         saydık!” Böylece Allah onlara yapıp ettiklerini kendileri için pişmanlık
                         sebepleri olarak gösterir. Onlar artık ateşten çıkacak değillerdir.



                 Tefsiri
                 163. Âyette geçen ilâh kelimesi Türkçe’deki Tanrı kelimesinin karşılığı
                 olup Arapça’da “kulluk etmek” anlamındaki elehe-ye’lehü veya “hayret
                 ve şaşkınlık içinde kalmak, gönülden bağlanıp sığınmak” anlamında-
                 ki “elihe-ye’lehü” ya da “velihe-yevlehü” kökünden masdar-isimdir ve
                 “tapınılan, yüceliğinin karşısında hayrete düşülen, gönülden bağlanılıp
                 sığınılan” mânalarını ifade eder. Vâhid kelimesi ise “eşi, dengi ve ben-
                 zeri olmayan, her yönden bir ve eşsiz olan” anlamına gelir. Âyette müşrik
                 Araplar ve türlü şekillerde tevhid inancını zedelemiş olan Ehl-i kitap da
                 dahil olmak üzere bütün insanlık, Allah’tan başka varlıkları tanrı tanı-
                 maktan, uydurma tanrılar edinerek onlara tapmaktan vazgeçip bir tek
                 Tanrı’ya inanmaya, tevhid inancına çağırılmakta, bütün insanların tanrı-
                 sının ve mâbudunun eşsiz, benzersiz tek Tanrı olduğu, O’ndan başka bir
                 tanrı bulunmadığı vurgulanmaktadır. Şu halde yalnız O’nu Tanrı tanıyıp
                 O’na kulluk etmek gerekir. O, sadece bir toplumun tanrısı değil bütün
                 insanlığın tanrısıdır; çünkü “O’ndan başka tanrı yoktur.”
                   Âyetteki “lâ ilâhe illâ hû” cümlesi, kelime-i tevhidle aynı anlama gelir.
                 Rahmân ve rahîm ise esmâ-i hüsnâ (Allah’ın güzel isimleri) arasında gös-
                 terilmiş olup bunlar, Allah’ın yarattıklarına karşı merhamet ve şefkatinin
                 genişliğini, nimetlerinin bolluğunu dile getiren isimlerdir (bu isimlerin
                 anlamları için bk. Fâtiha 1/1).

                 164. Allah’ın birliğini, eşsiz, benzersiz ve bir tek Tanrı olduğunu, O’ndan
                 başka bir tanrı bulunmadığını, O’nun rahmân ve rahîm olduğunu bil-



          248
   241   242   243   244   245   246   247   248   249   250   251