Page 231 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 231

2 / BAKARA SÛRESİ · 142 – 147



           Râzî bu yorumu zayıf görmekte ve burada Hz. Muhammed’in peygamber-
           liğinin kastedildiği yönündeki görüşü benimsemektedir. Çünkü: a) Bu
           ifadenin hemen öncesinde Hz. Peygamber’e bilgi geldiğinden söz edil-
           mektedir ki, bu bilgi en genel ifadesiyle nübüvvettir. b) Kur’an-ı Kerîm
           yahudi ve hıristiyan kutsal kitaplarında Hz. Peygamber’in geleceğine iliş-
           kin bilgi bulunduğunu haber vermekte, fakat Kâbe’nin kıble olacağına
           ilişkin böyle bir bilginin geçtiğinden söz etmemektedir. Şu halde kitap
           ehlinin bilgi sahibi olduğu husus Hz. Muhammed’in peygamberliğidir.
           c) Ehl-i kitabın bir konuda vaktinden önce bilgi sahibi kılınmaları olayı
           bir mûcizedir; bu husustaki mûcize ise Hz. Muhammed’in gerçekten pey-
           gamber olduğuna dair kendi kutsal kitaplarında yer alan bilgidir. Kıble
           değişikliği ise vahiy yoluyla bildirilmiştir; vahye inanmak için öncelik-
           le Peygamber’i kabul etmek gerekir. Âyette Ehl-i kitabın o Peygamber’i
           kendi kitaplarında verilen bilgilerle pekâlâ tanıdıkları, bundan dolayı da
           peygamberliğini kabul etmeleri gerektiği ifade edilmektedir.
             Sonuç olarak yüce Allah, Tevrat ve İncil’de Hz. Muhammed’in geleceği
           ile ilgili bilgi vermişti (İslâmî literatürde eski kutsal kitaplarda yer alan bu
           bilgiye “beşâret” [müjde] denir; genişbilgi için bk. A‘râf 7/157; Saf 61/6);
           yahudiler de bir peygamber bekliyor, ancak ırkçı ve bağnaz bir zihniyete
           sahip oldukları için, onun kendi kavimleri arasından çıkması gerektiğini
           düşünüyorlardı. Bu sebeple Araplar arasından mütevazi bir aileden yetim
           bir çocuğun büyüyüp Allah tarafından peygamber seçilmiş olmasını haz-
           medemediler; onun peygamberliğini, diğer tebliğlerini, bu arada kıble
           ile ilgili yeni hükmü reddettiler; böylece aslında kendi kutsal kitapları
           vasıtasıyla bilgi sahibi oldukları bir gerçeği de gizlemiş oldular. 147. âyet-
           te Ehl-i kitap ne derse desin asıl gerçeğin, Allah katından ortaya konan
           bilgi ve hükümler olduğu belirtilerek Hz. Peygamber’in şahsında müs-
           lümanlar, gerek kıble değişikliği gerekse diğer dinî ve sosyal konularda
           yahudilerle hıristiyanların yanlış telkinlerine kapılarak kuşkuya düşme-
           meleri yönünde uyarılmaktadırlar. Böyle bir uyarı 145. âyetin sonunda
           da yapılmıştı. Diğer birçok âyette de benzer uyarılar yer almakta olup
           bütün bunlar, müslümanların yabancı kültürlerin etkisine kapılmadan
           öz değerlerini ve inançlarını korumaları gerektiği, ancak bu sayede ayakta
           kalabilecekleri gerçeğini kafalara ve kalplere işlemeyi amaçlamaktadır.



                                                                                   233
   226   227   228   229   230   231   232   233   234   235   236