Page 197 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 197

2 / BAKARA SÛRESİ · 120 – 121



                    tır. 121. Kendilerine kitap verdiğimiz, onu hakkını vererek okumakta
                    olanlar var ya, işte kitaba iman edenler onlardır; ama her kim onu
                    inkâr ederse işte asıl kaybedenler onlardır.


           Tefsiri
           120. “Din” diye çevrilen millet kelimesi, “Allah’ın, peygamberleri aracı-
           lığıyla insanlara bildirdiği, onları Allah’a yakınlaştıran yol; dinî ilkelerin
           ve kuralların bir toplum tarafından benimsenip gelenekleştirilmiş şekli”
           anlamına gelir. Başka bir tanıma göre millet, Allah’ın koyduğu kuralları
           ve ilkeleri, din de kişinin uyguladığı kuralları ve ilkeleri ifade eder. Buna
           karşılık dinin aslî biçimine olduğu gibi, az çok yozlaştırılmış şekline de
           millet denilebilir. Nitekim âyette millet kelimesinin, ikisi de tahrife
           uğramış olan Yahudilik ve Hıristiyanlık için kullanılmış olduğunu görü-
           yoruz. Milletin dinden bir başka farkı da, sadece bir peygambere veya bir
           topluluğa nisbet edilebilir olmasıdır. Meselâ “İbrâhim’in milleti, hıristi-
           yan milleti, İslâm milleti” denilebildiği halde “Ahmed’in milleti, Ali’nin
           milleti” denilmez; buna karşılık din kelimesi her durumda kullanılır.
           Ayrıca Allah’ın dini (dînullah) denilir, fakat Allah’ın milleti (milletullah)
           denilemez (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “mll” md.).
             Bir önceki âyette buyurulduğu gibi Hz. Muhammed, gerçek bir elçi
           sıfatıyla bütün insanlar için bir rehber, bir müjdeci ve uyarıcı olarak
           gönderilmiş olmasına rağmen, Medine’deki yahudiler tam bir taassup
           ve tutuculukla Hz. Peygamber’e ve İslâm’a karşı tavır almışlar; ona ve
           onun getirdiği yeni dine uymaları ve bu dinin gerçekleştirdiği yenilik-
           leri benimsemeleri gerekirken, tam tersine Peygamber kendi dinlerini
           benimsemedikçe ondan asla hoşnut olmayacaklarını ortaya koyan bir
           tutum sergilemişlerdir. Fakat Allah nezdinde önemli olan, şu veya bu kişi
           ya da zümrenin hoşnutluğunu kazanmak değil, hidayet üzere olmak, doğ-
           ru ve kurtuluşa götüren yolu izlemektir. Bu yol ise Allah’ın yoludur; O’nun
           bildirdiği iman esaslarını, ibadet ve hayat tarzını benimseyip yaşamaktır.
           Bunlara dair bilgi geldikten sonra, yani Allah Teâlâ resulüne vahiy yoluy-
           la hak dini ve onun esaslarını bildirdikten sonra artık yahudilerin veya
           hıristiyanların arzularına uymak, İslâm’la bağdaşmayan inanç, ibadet ve
           hayat tarzlarını benimsemek mümkün değildir; bunu yapan bir kimse



                                                                                   199
   192   193   194   195   196   197   198   199   200   201   202