Page 198 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 198
2 / BAKARA SÛRESİ · 120 – 121
Allah’ın dostluğunu ve yardımını da kaybetmiş olur. Âyette bu uyarıyı ifa-
de eden bölümde Hz. Peygamber’e hitap edilmekteyse de, onun böyle bir
sapma göstermesi mümkün olmadığından asıl muhatap müslüman birey-
ler ve topluluklardır.
Yahudilerle hıristiyanların, kendi dinlerine uymadıkça müslüman-
lardan memnun ve hoşnut olmayacakları yönündeki Kur’an-ı Kerîm’in
bu tesbiti, tarihî olarak da ispatlanmış bir gerçektir. Nitekim müslü-
manlar kendi topraklarındaki Ehl-i kitaba karşı son derece adaletli ve
insanî bir tavır sergiledikleri, hatta her zaman İslâm beldeleri onlar için
bir sığınak olduğu halde, müslüman İspanya’nın (Endülüs) işgalinden
başlamak üzere istilâ ettikleri bütün İslâm ülkelerinde yahudi ve hıris-
tiyan yönetimler müslümanlara karşı çok zaman vahşete kadar varan
baskı, sindirme ve sömürü politikaları izlemişlerdir. Ayrıca hıristiyan
Batı dünyası, Macarlar gibi hıristiyanlaşmış Türkler’i benimsediği halde
Müslümanlığını korumuş Türkler’i hiçbir zaman dost olarak görmemiş;
özellikle Tanzimat’tan bu yana Türkler’in göstermiş olduğu Batı dünya-
sıyla yakınlaşma çabaları, onların bu olumsuz tavırları yüzünden daima
sonuçsuz kalmış ve Türkler’in aleyhine işlemiştir. Hıristiyan dünya-
nın diğer müslüman milletler, hatta hıristiyan olmayan bütün toplum-
lar karşısındaki tutumu da bundan farklı değildir. Hıristiyan Batılılar’ın
Müslümanlığı Hıristiyanlığa karşı, müslümanları da hıristiyanlara karşı
tehlikeli bir güç olarak algılamaları, İslâm’a ve müslümanlara karşı daha
zalim ve haksız tavırlar sergilemeleri sonucunu doğurmaktadır.
Bütün bu tesbitler yahudilere ve hıristiyanlara karşı, körü körüne dost-
luk duygusu besleyip kişiliksiz ve teslimiyetçi bir davranış tarzını benim-
semenin de, onların hatasını tekrarlayarak, kör bir düşmanlık duygusuna
kapılıp haksız davranışlara kalkışmanın da yanlış olduğunu göstermek-
tedir. Her iki aşırılık da en başta Kur’an-ı Kerîm’in öğretisine aykırıdır.
Zira Kur’an müslümanlara bir taraftan “Herhangi bir topluluğa duyduğu-
nuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvâya daha
uygundur” (Mâide 5/8) derken, diğer taraftan da üzerinde durduğumuz
âyette görüldüğü gibi, “Eğer sana gelen ilimden (vahyin ortaya koyduğu
gerçeklerden) sonra onların arzularına uyarsan, bilesin ki artık Allah
200