Page 81 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 81
2 / BAKARA SÛRESİ · 17 – 20
Meâli
17. Onların misali, bir ateş yakan insan gibidir. Ateş tam etrafını
aydınlattığında Allah ışıklarını yok eder de onları karanlıklar içinde,
hiçbir şeyi görmez bir halde bırakıverir. 18. Artık onlar sağırlardır, dil-
sizlerdir ve körlerdir; bu yüzden geri de dönemezler. 19. Yahut onlar,
karanlıklar içinde gökten boşanan gök gürültülü, şimşekli bir yağmura
tutulmuş kimseler gibidirler. Yıldırımlar yüzünden ölümden korkarak
parmaklarıyla kulaklarını tıkarlar. Halbuki Allah inkârcıları çepeçevre
kuşatmıştır. 20. Şimşek gözlerini kör edercesine çakar, onların çevre-
sini aydınlatınca orada yürürler, ışığı karartınca da kalakalırlar. Allah
dileseydi onların işitme ve görmelerini büsbütün giderirdi. Şüphesiz
Allah her şeye kadirdir.
Tefsiri
17-20. Benzetmeler yaparak, misaller vererek, ilgili hikâyeler ve geç-
miş vakalardan istifade ederek anlatma usulü çok eski zamanlardan beri
bütün milletlerde olduğu gibi İslâm’ın ilk muhatabı olan Araplar’da da
kullanılmıştır. Kur’an-ı Kerîm de bu usul ve üslûba sık sık başvurmuş,
eğitim öğretimde sesli ve görüntülü yayınlardan istifade edercesine bun-
lardan yararlanmıştır. Münafıkların durumunu misallerle tasvir eden
bu âyetleri tefsir edenler çeşitli yorumlar yapmışlar; ışığı İslâm’ın nuru,
karanlığı imansızlık, yağmuru rahmet, ganimet vb., gök gürültüsünü ve
şimşeği inkârcıları tehdit eden âyetler olarak açıklamışlardır. Biz bu iki
âyetteki ışığı ve aydınlığı “güdüler, duyu organları, akıl” gibi beşerî bilgi
kaynakları ve araçları; karanlık, yağmur, gök gürültüsü, yıldırım, şim-
şek ve bunlar arasında ilerlemeye, yol almaya çalışan insanı da “bütün
iniş ve çıkışlarıyla, maddî ve mânevî meseleleriyle insanın dünya hayatı”
olarak anlıyoruz. İnsanoğlu dünyada problemleriyle başa çıkmaya çalı-
şırken ya sadece beşerî güç ve imkânlarıyla yetinir veya bunlara ilâhî yar-
dım ve irşadı da ekler, Kur’an’ın ve Sünnet’in rehberliğinden faydalanır.
İnkârcılar dini hayatlarının dışına attıkları için akıl, duyular ve tecrü-
belerle –daha çok ve kısmen– maddî problemlerini çözüyorlar, bu alan-
da hayatlarını düzene koyabiliyorlar. Beşerî bilgilerin yeterli olmadığı
ilişkiler, varlıklar, olaylar ve oluşlar alanına gelince karanlıklar içinde
83