Page 5 - Kuran Yolu Meal bildinmi bildinmi.com
P. 5

TAKDİM






           Kur’an-ı Kerîm, Hz. Muhammed aleyhisselâmın yirmi iki yıldan fazla
           süren (610-632) peygamberliği zarfında aldığı vahiyleri ihtiva etmekte-
           dir. Hz. Muhammed’in (a.s.) peygamberliğinin ilk dönemlerinden beri
           Kur’an, müslümanlar tarafından, yalnızca ilâhî kelâmın yaşanan tarihe
           bir müdahalesi olarak değil, aynı zamanda bir ibadet ve tilâvet kitabı ola-
           rak telakki edildiği için, inen âyet ve sûreler Hz. Peygamber’in gözetimi
           altında büyük bir titizlikle kayda geçirilerek geniş kitlelere intikal ettiril-
           miş ve sürekli okunmuştur. Hatta ilk müslümanlar arasında, gelen vahiy-
           leri gücü nisbetinde ezberleyenlerin yanı sıra, kendisi için özel mushaf
           yazan sahâbîlerin de bulunduğunu biliyoruz.
            I.  Halife  Hz.  Ebû  Bekir  döneminde  vuku  bulan  Yemâme  savaşında
           Kur’an’ın nüzûlüne tanık olmuş çok sayıda hâfız sahâbînin şehid düşmesi
           üzerine, 633 yılında, Hz. Peygamber’in vahiy kâtiplerinden hâfız sahâbî
           Zeyd b. Sâbit’e, Hz. Peygamber’in yazdırdığı Kur’an metinlerini, diğer
           hâfız sahâbîlerin şahitliğine de başvurarak bir mushaf haline getirme
           görevi verilmiştir. Zeyd b. Sâbit, sahâbîlerle istişare ederek yaptığı titiz bir
           çalışma sonunda muhtelif malzemelere yazılmış olan Kur’an metinleri-
           ni mushaf haline getirmiştir. Kur’an metni tertip edilirken âyetlerin iniş
           sıraları veya konu bütünlüğü esas alınmamış, baştan beri Hz. Peygamber
           tarafından öğretilen tilâvet sırasına riayet edilmiştir.
            Fütuhat  faaliyetinin  artarak  devam  ettiği  III.  Halife  Hz.  Osman
           döneminde, İslâm coğrafyasının genişlemesi dolayısıyla farklı bölgelerde
           Kur’an âyetlerinin farklı şekillerde okunması, özellikle ilk müslümanlarla
           İslâm’a yeni girenler arasında ihtilâflara sebep olmuştur. Kısmen henüz
           sessiz harfleri birbirinden ayıran noktaların ve sesli harfleri gösteren
           harekelerin bulunmadığı Arap yazısının o günkü yetersizliğinden, kısmen
           de mahallî lehçe farklılıklarından kaynaklanan bu kıraat ihtilâfı, esasen Hz.
           Peygamber’in izin verdiği doğal bir durum olmasına rağmen, o günkü siyasî
           irade, muhtemel karışıklıkları gidermek amacıyla kıraat farklılıklarını
           en aza indirecek bir çalışma yapmayı öngörmüştür. Yine Zeyd b. Sâbit’in
           başkanlığını yaptığı bir komisyon, birkaç yıl süren çalışması sonucunda,



                                                                                     7
   1   2   3   4   5   6   7   8   9   10